Hoş Yaratmış Bari Ezel
Merhaba Sevgili Ziyaretçilerimiz;
NetBufe.Com Kazanç amacıyla kurulmamış ve ücretsiz yararlanılan bir sitedir. Video içeriklerinde yer alan reklamlar ile NetBufe.Com sitesinin hiçbir menfaat bağlantısı söz konusu olmayıp ilgili reklamlar videonun yüklü olduğu siteler tarafından veya videoların yüklü olduğu sitelere yüklemeyi yapan kişilerce eklenmiş reklamlardan ibarettir.
Videoların paylaşıma açıldığı sitelerde yüklü videolar/video linkleri herhangi bir nedenle kaldırıldığında ve/veya kısıtlandığında/yasaklandığında sitemizde de ilgili videonun gösterimi otomatik olarak son bulmaktadır.
Telif Hakkı(Copyright Notice) Olabilecek Açık Kullanım İzni Verilmemiş Video Materyaller Hakkında Önerimiz İlgili Videoyu İzlemeyerek(Bu Yönde Materyallerin İzlenmesine Destek Vermeyerek), Resmi Olarak Satın Alıp İzlemeniz Yönündedir.
Tarafımızdan Üyelerimizin sayfamız üzerinde ayrıntılı olarak yer alan tüm bu durumlara ilişkin bilgi ve gerekleri okuyup anladıkları ve kabul ettikleri varsayılmaktadır.
Sitemize ücretsiz ve kolayca üye olarak birçok video paylaşım sitelerindeki kendi videolarınızın linklerini ekleyebilir, Sık Kullanılanlar ve Çalma Listelerinize kaydedebilir ve üye olmanın diğer tüm ayrıcalıklarından üye sosyal alanınızda yararlanabilirsiniz. Video Linkleri Ekleyebileceğiniz Örnek Bazı Siteler
NetBufe.COM
Açıklama
Hoş yaratmış bâri ezel
Târân-ı dil gayet güzel
Medhinde çok şarkı gazel
Târân-ı dil gayet güzel
Böyle dil-bâz geçmez ele
Neler yapar görsen hele
Bayılırsın güle güle
Târân-ı dil gayet güzel
NİKOĞOS AĞA (1836-1885)
Sultan Aziz devrinin sayılı bestekarları arasında özel bir yeri olan Niko-ğos Ağa, aslen Ermeni ırkındandır.
1836'da İstanbul'da Hasköy'de doğdu. Musikiyi önce Karabet Ağa'dan, sonra Dede Efendi'den öğrenmiş, daha sonra da Markar Ağa'dan istifade etmiştir. Dellalzade'den de meşk eden Nikoğos Ağa, neticede musikide öyle ilerlemiştir ki, Dellalzade ve Haşim Bey'le beraber Enderün-ı Hümayun'da hocalık yapmıştır. Lisanım, lehçesini düzeltmek için de devrin ve Türk edebiyatının en tanınmış kişilerinden olan Ahmed Vefik Paşa'dan üç yıl edebiyat dersleri almıştır.
Nikoğos Ağa, Hıristiyan olmakla beraber dinî Türk musikisine büyük ilgi duymuş, meşk ettiği birçok ayîn, na't ve diğer formdaki dinî eserleri okuyabilmek için Mevlevîhanelere devam etmiştir. Sesi çok güzel ve okuyuşu parlakta. Sultan Abdülmecid'in arzu ve iradesiyle bir defa (Ezan-ı Muhammedi) okuduğu da söylenegelmiştir. Dinî Türk musikisindeki bu uğraşısı, ilgisi Nikoğos Ağa'nın din dışı Türk musikisinde üstün vasıflı bir bestekar olmasında önemli rol oynamıştır. Eserlerinde melodi zenginliği, zarif işleniş, sağlam teknik, prozodi düzgünlüğü ve bunların yanı sıra duygusallık çok belirgindir. Eserleri müzik estetiği yönünden mükemmellik gösterirler. Geçmişten kendi zamanma kadar elde ve hafızada bulunan Türk musikisi eserlerim bir araya toplayarak büyük ve çok güzel bir nota kolleksiyonu yapan Damad Müşir Edhem Paşa, Nikoğos Ağa'yı korumuş, kollamıştır. Kolleksiyonundaki pek çok eseri bu değerli müzisyenin okuyuşundan notaya aldırmıştır. Dede'den Dellalzade'ye, ondan da Nikoğos'a geçen eserlerin sağlamlığında şüphe yoktur. Ancak eserlerin notaları yazılırken ne derece doğru yazıldığı tartışma konuşu olabilir. Hemedan sabık şehbenderi Nail Bey'in el yazması notlarında Nikoğos Ağa hakkında şöyle bir kayıt var: Edhem Paşa, eski eserlerin toplandığı bir kolleksiyon hazırlatıyormuş; Nikoğos Ağa'yı da davet etmiş. Edhem Paşa, dairesine girerken Nikoğos Ağa, ihtiyarlığı sebebiyle ağır yürüyormuş. Orada bulunan, Ihtisab Ağası Hüseyin Bey'in oğlu bu vaziyeti üstadın kayıtsızlığına vererek (Hızlı yürü be herif!) diyerek Nikoğos'a bir tokat vurmuş. Bu ağır muamele zavallı bestekarı çok üzmüş, bu hadiseden sonra fazla yaşamamış, hissiz bir şahsın kurbanı olmuştur.
Çok değerli bir bestekar, mükemmel bir hanende olan Nikoğos Ağa, aynı zamanda iyi bir hocaydı. Yetiştirdiği öğrencileri arasında Yenikapı Mevlevîhanesi şeyhlerinden Mehmed Celaleddin Dede en tanmmışlarındandır. Musikimize çeşitli sahalarda büyük hizmetler etmiş olan Nikoğos Ağa, 9.9.1885 tarihinde öldü ve Topkapı Ermeni Mezarlığı'na gömüldü.
Nikoğos Ağa'nın Nişan ve Kapril adında iki kardeşi daha vardır. Nişan, (sînekemanı) çalardı. Kapril ise bestekardı. Bestelediği eserlerinin bir ikisinin notası eldedir. Ancak, Nikoğos Ağa ile bazı eserlerinin karışmış olabileceği düşünülebilir.
Türk Musikisi Ansiklopedisi C. II s. 83'de Yılmaz Öztuna, Kevork Pamukçıyan adlı kişinin, Hisarlıyan, Toros Azatyan, Kirkor Berber, Mardiros Koçunyan ve başka Ermeni kaynak ve gazetelerinden derleyip tercüme ederek kendisine verdiği dökümanlara dayanarak Nikoğos Ağa maddesinde şöyle yazıyor:
"... 1910'da ölen kardeşi Agop Taşcıyan'la beraber, Nıvak Osmanyan (Osmanlı Musikisi) adlı iki haftada bir çıkan bir musiki dergisi yayınladı. 1861'de çıkan bu dergi veya gazete, henüz incelenmiş değildir. 1873'de Rusya'da Ermenistan'da Ecmiadzin'de oturan Ermeniler'in en büyük patriği IV Kevork, Nikoğos'u davet etti. Ecmiadzin'e giden bestekarımız, Ermeni kilisesinin şarakan'larını notaya aldı ve bu eser 1875'de Ermenice olarak basıldı. Nikoğos, 1879' da Kumkapı Meryem Ana kilisesine baş muganni oldu. İyi bir Türk musikisi hanendesi olan bestekarımız tanbur da çalıyordu."
Yorum Yazınız
