Baciyan-i Rum - Early Period Of Ottoman * 1299
Merhaba Sevgili Ziyaretçilerimiz;
NetBufe.Com Kazanç amacıyla kurulmamış ve ücretsiz yararlanılan bir sitedir. Video içeriklerinde yer alan reklamlar ile NetBufe.Com sitesinin hiçbir menfaat bağlantısı söz konusu olmayıp ilgili reklamlar videonun yüklü olduğu siteler tarafından veya videoların yüklü olduğu sitelere yüklemeyi yapan kişilerce eklenmiş reklamlardan ibarettir.
Videoların paylaşıma açıldığı sitelerde yüklü videolar/video linkleri herhangi bir nedenle kaldırıldığında ve/veya kısıtlandığında/yasaklandığında sitemizde de ilgili videonun gösterimi otomatik olarak son bulmaktadır.
Telif Hakkı(Copyright Notice) Olabilecek Açık Kullanım İzni Verilmemiş Video Materyaller Hakkında Önerimiz İlgili Videoyu İzlemeyerek(Bu Yönde Materyallerin İzlenmesine Destek Vermeyerek), Resmi Olarak Satın Alıp İzlemeniz Yönündedir.
Tarafımızdan Üyelerimizin sayfamız üzerinde ayrıntılı olarak yer alan tüm bu durumlara ilişkin bilgi ve gerekleri okuyup anladıkları ve kabul ettikleri varsayılmaktadır.
Sitemize ücretsiz ve kolayca üye olarak birçok video paylaşım sitelerindeki kendi videolarınızın linklerini ekleyebilir, Sık Kullanılanlar ve Çalma Listelerinize kaydedebilir ve üye olmanın diğer tüm ayrıcalıklarından üye sosyal alanınızda yararlanabilirsiniz. Video Linkleri Ekleyebileceğiniz Örnek Bazı Siteler
NetBufe.COM
Açıklama
Baciyan-i Rum - early period of Ottoman * 1299
Ortaçağ Anadolusu'nda Bir Kadın Teşkilâtı: Bâcıyân-ı Rûm
Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda, Türk unsurların ne türden fedakarlıklar yaptıkları ve nasıl insanüstü bir gayret sarfettikleri, bugünden bakılınca daha da netlik kazanıyor. Adeta ''kellelerini koltuklarına alarak'' Anadolu'nun yeniden İslamlaşması ve Türkleşmesi için çaba sarfeden pek çok Teşkilâtın içinde biri var ki, bir yönüyle benzerlerinden kesin olarak ayrılıyor: Bâcıyân-ı Rûm. Fatma Bacı isminde ve Hacı Bektaş-ı Veli hazretlerine yakınlığı ile bilinen tasavvuf ehli bir kadının önderliğinde kurulan bu kadın Teşkilâtı, özellikle İslamlaştırma çalışmalarına aktif olarak katılması ve asker Teşkilâtında kilit roller üstlenmesiyle, modem anlamda bir ''sivil inisiyatif örgütünün'' belki de en sağlam örneklerinden birini teşkil ediyor. Bâcıyân-ı Rûm, Anadolu'da faaliyet gösterirken o dönem Avrupa'sının, kadınlarını engizisyon mahkemelerinde susturmayı marifet zannetmesi de ayrıca şayan-ı dikkattir.
Türk tarihinde ilk kez Âşıkpaşazâde'nin XIII. yüzyıl Anadolu'sunda varlığından bahsettiği Bâcıyân-ı Rûm (Anadolu Bacıları) Teşkilâtı, tarihimizin en ilginç konularından biridir. Âşıkpaşazâde, Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda rolleri olan dört taifeden bahsederken, "... ve hem de bu Rûm'da dört taife vardır: Kim misafirler içinde anılır biri Gaziyân-ı Rûm ve biri Abdalân-ı Rûm ve biri Bâcıyân-ı Rûm ve biri Ahiyân-ı Rûm..." şeklinde sıralamış, üçüncü sırada Anadolu Bacıları Teşkilâtından bahsetmiştir. Müellif devamla, "...imdi Hacı Bektaş, bunların içinden Bâciyân-ı Rûm'u ihtiyar etti kim Hatun Ana'dır anı kız edindi..." diye kaydeder. Âşıkpaşazâde, bu Teşkilât ile ilgili kitabının sadece bir yerinde bahsediyor, fazla bilgi vermiyor.
Hacıyan-ı Rûm mu, Bâcıyân-ı Rûm mu?
Âşıkpaşazâde'nin haber verdiği bu zümre üzerinde ilk defa Alman müsteşrik Fr. Taeschner durmuştur. Taeschner, o günün toplumunda kadınların bir Teşkilât kurmuş olabileceğini o kadar imkansız görmüştür ki, bunun bir istinsah hatası veya yanlış anlama sonucu ortaya atılmış olduğunu kabul etmiştir. Ona göre Hacıyân-ı Rûm (Anadolu Hacıları) veya Bahşiyân-ı Rûm (Anadolu sihirbazları veya ruhbanları) tabirleri bir yanlışlık sonucu Bacıyân-ı Rûm olarak yazılmıştı. Ancak bunun böyle olmadığı sonraki araştırmalarla anlaşılmıştır.
İlk defa F. Köprülü, Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda içtimai teşekküllerin rolünü incelerken, Âşıkpaşazâde'nin ''Bâcıyân-ı Rûm'' diye adlandırdığı zümre hakkında verdiği bilgileri Bektaşi rivayetleri ve başka kaynaklarla da teyit ederek hakikaten Ortaçağ Anadolu'sunda kadınlar tarafından kurulmuş bir sosyal zümrenin varlığına dikkatleri çekmiştir. Ancak F. Köprülü, bu Teşkilâtın mahiyeti ve çalışmaları hakkında bir bilgi vermemiştir.
F. Köprülü'den 60 sene sonra Mikail Bayram, Anadolu Bacıları Teşkilâtı hakkında ilk çalışmayı yaparak, bu kuruluşun teessüsü, mahiyeti, çalışmaları ve sosyal fonksiyonları hakkında çeşitli bilgiler vermiştir. M. Bayram'ın söz konusu Teşkilât hakkındaki eserinde dayandığı kaynaklar tartışılsa da şu ana kadar konuyla ilgilenen olmadığından, tarihimizin muğlak kalmış bu hususu için önemli bir çalışma olduğu ortadadır.
Türkler'de Kadın
Türk tarihine bakıldığına kadınların her dönemde içtimaî ve siyasi mevkileri açısından önemli bir konumda oldukları görülmektedir. Hunlar, Göktürkler, Uygurlar ve Oğuzlar'da hükümdar eşleri de hakanlar gibi soylu bir boydan seçilirlerdi. Kağanların yanında kendilerine daha sonra hatun ünvanı verilmek suretiyle her konuda söz sahihi idiler. İtibarları Türkler Müslüman olduktan sonra da devam etti. Karahanlılar, Harzemşahlar ve Selçuklular tarihi bunun misalleri ile doludur. Aralarında devlet siyasetine yön verenler, devlet reisliği yapanlar ve naip olarak devleti idare eden hatunlar vardı. İbn Batuta'nın verdiği bilgiler, Ö. L. Barkan'ın araştırmaları, Danişmendnâme, Dede Korkut ve Menakıbnâme gibi eserler, Anadolu'da kadınların çok önemli siyasi, askeri ve sosyal faaliyetlerde bulunduğuna dair öneklerle doludur.
Yorum Yazınız
